• Nombre de visites :
  • 2750
  • 24/10/2007
  • Date :

BÜTÜN PEYGAMBERLERİN DAVET USULÜ BİRDİR

peygamber
    Bütün peygamberlerin müşterek bir hedefi vardı: Allah"a, ahirete ve hesap gününe inanmak, sahih bir dînî eğitim ve terbiyeden geçirmek ve insan toplulukları arasında ahlakî prensipleri güçlendirmek yoluyla insanlığı saadete ve mutlu bir yaşama kavuşturmak! Bu nedenledir ki gönderilen bütün peygamberler bizim nazarımızda saygın ve muhteremdirler, hepsinin bütün insanlığın boynunda hakkı vardır ki bu hakikati bizzat Kur"an"dan öğrenmekteyiz: .Allah"ın peygamberleri arasında hiçbirini diğerinden ayırdetmeyiz.[1]
    Bu arada şunu da belirtmek gerekir ki zamanla insanoğlu ilerlemiş ve daha ileri eğitimlere hazır hale gelmiş olduğundan ilahi dinler de buna paralel şekilde giderek mükemmelleşmiş ve getirdikleri usul, prensip ve kurallar gittikçe daha ileri ve daha derin bir hal almış ve nihayet sıra en mükemmel, en son ve en ileri din olan İslam"a gelmiştir: .Bugün size dininizi kemale erdirdim, üzerinizdeki nimetimi tamamladım ve size (mükemmel ve kalıcı) din olarak İslam"ı) seçip beğendim. [2]
   

     GEÇMİŞ PEYGAMBERLERİN GETİRDİKLERİ HABERLER:

    Geçmiş peygamberlerin çoğu, kendilerinden sonra gelecek olan peygamberleri haber vermişlerdir, bu cümleden olmak üzere Hz. Musa ve Hz. İsa Mesih de (Allah"ın selamı üzerlerine olsun) İslam peygamberi Hz. Resul-i Ekrem"in (s.a.a) geleceğini bildirmişlerdir ki bu haberlerin bir kısmı halâ bu dinlerin kitaplarında mevcuttur: Ki onlar, yanlarındaki Tevrat"ta ve İncil"de (geleceği) yazılı bulacakları (okuma yazması olmayan) ümmü (ama bilgili ve bilinçli) haber getirici (nebi) olan peygamber (Resul)e uyanlardır. Kurtuluşa erenler işte bunlardır. [3]
    Nitekim tarih bu hakikati şöyle kaydetmiştir: İslam peygamberinin (s.a.a) zuhurundan bir süre önce çok sayıda yahudi Medine"ye gelip yerleşmiş ve sabırsızlıkla o hazretin zuhurunu beklemeye başlamışlardı. Çünkü kendi kitaplarından, onun bu diyarda (Medine"de) zuhur edeceğini anlamışlardı. Derken o hazret zuhur etti ve bekledikleri güneş olanca parlaklılığıyla doğuverdi, ama onu bekleyenlerin sadece bir kısmı ona iman edip, şahsi çıkarlarını tehlikede gören bir diğer kısmıysa bile bile hakkı ayaklar altına alıp o hazrete karşı çıktı!
         

     PEYGAMBERLER VE YAŞAMIN BÜTÜN BOYUTLARINDA OLUMLU DEĞİŞİM: 
 

    Allah"ın peygamberlerine nazil olan semavi dinler (bilhassa İslam dini) sadece bireyin şahsî hayatını ıslah edip düzeltmekle veya sırf ahlakî ve manevî meselelerle sınırlı kalmamış; bilakis, bireyin ve toplum hayatının istisnasız bütün boyutlarının ıslahını hedeflemiş ve böyle bir yeterlilik ve kapsamla gönderilmişlerdir. Hatta insanlar, güncel yaşamlarında ihtiyaç duydukları birçok bilgi ve bilimi de onlardan öğrenmiştir ki bunların bir kısmına Kur"an"da değinilmiştir.
    Gönderilen peygamberlerin en önemli hedeflerinden biri, insanlığı adalete yöneltmekti: Andolsun biz, peygamberlerimizi apaçık olan belgelerle gönderdik ve insanlar adaleti ayakta tutsunlar diye onlarla birlikte kitabı ve mizanı (hakkı batıldan ayırma kabiliyeti ve âdilâne kanunlar) indirdik. [4]
        

     IRKÇILIK, KAVİM VE KABİLE AYRICALIĞININ REDDİ:

    Başta İslam peygamberi gelmek üzere, gönderilen peygamberlerden hiçbiri ırkçılık ve kavmiyetçiliği onaylamamış, bilakis bütün ırk, dil, kavim ve milletlere bir gözle bakmışlardır.
Zira Kur"an-ı Kerim"de de buyrulduğu üzere: Ey insanlar! Gerçekten biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık ve birbirinizle tanışmanız için sizi halklar ve kabileler haline getirdik (ama bunlar asla üstünlük sebebi değildir). Hiç şüphesiz Allah katında sizin en üstün olanınız, takvaca en ileri olanınızdır. [5]
    Meşhur bir hadiste, Hz. Resulullah"ın (s.a.a) bir hac merasimi sırasında Mina"da bir devenin üzerinde halka hitaben şöyle buyurduğu geçer:
    Ey insanlar! Biliniz ki hepinizin Allah"ı birdir, babası bir! Ne arabın aceme (arab olmayana) bir üstünlüğü vardır, ne de acemin araba! Ne siyah derilinin buğday tenliye bir üstünlüğü sözkonusudur, ne buğday tenlinin siyah deriliye! Tek üstünlük takvadadır! Ey insanlar, bana emredileni size hakkıyla iblağ etmiş oldum mu?! (herkes evet! diye bağırınca) Bu söylediklerimi duyanlar duymayanlara duyursun! buyurdular.[6]
-----------------------------------------------------------------------------
[1]- Bakara / 285.
[2]- Maide / 3.
[3]- A"raf / 157.
[4]- Hadid / 25.
[5]- Hucurat / 13.
[6]- Kurtubi Tefsiri, c: 9, s: 6162.
  • Yazdır

    Arkadaşlarına gönder

    Yorumlar (0)